10 Kasım 2007 Cumartesi

Kitabın anası olan fatihadır (ibrahim küçük)


"Kitabın anası olan Fatihadır."
Kitabı bağrında barındıran, Kur'anı Kerim'in özü olan Surei şerif Fatiha. Fatiha'yı ana bilmek, Fatiha'nın ayakları dibine diz çökmek ve Fatiha'nın hakkını vermek cennetin diğer bir yoludur. Kur'an'la kardeş olmak, Fatiha'yı ana gibi görüp ilk terbiyeyi O'ndan almak. Okunan kur'anla yürüyen Kur'an(s.a.v) yol gösterici bir rehber görmek esastır. İmandan sonra ilk ve en ulvi ameliye namazdır. Namazın olmazsa olmazlarından biride Fatihadır. Fatihasına sahip çıkmayan, Fatihasının hakkını vermeyen cenneti hangi yüzle isteyecektir. Hayatına besmele ile başlamayan, haram olduğu için besmele çekemediği işlerden uzak durmayan, Alemlerin Rabbi'ni Hz. Muhammed(övülmüş) gibi övmeden ve övülmüş bir hayat yaşamadan, Allahu Teala'yı nefsinin, evinin, sokağının, mekkeciğinin Rabbi yapmadan, yapmaya çabalamadan, sadece Allah'ı ceza gününün sahibi ilan etmeden, hem Allah'a hemde başkalarına taparak, hem Allah'tan hem de Allah'ın razı olmadığı metod ve oteritelerden yardım dileyerek kişi nasıl cennete varacaktır. Fatiha annesinden aldığı öğreti ile sadece hak yola varabilmeyi esas almayan, peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salihlerden oluşan nimet verilmişlerin yolunda her türlü fedakarlığı göze almayanlar nasıl fatiha annesinin hakkını ödeyecekler. Gazaba uğramış yahudiler gibi bilgiye rağmen kulluktan uzaklaşan, ibadetlerde kendilerince uyguladıkları bidat ameliyelerle ruhbanlaşan hıristiyanlar gibi sufistik felsefelerde boğulanlar nasıl fatihanın hakkını ödeyecektir. Yahudileri ve hıristiyanları dost edinenler İslamın izzetini bir kenara bırakıp onlara yağcılık yapanlar katledilen onca mazlumu görmezden gelip ağızlarını açmayanlar eski çağların kafirlerini kötü görüp bu çağın kafirlerini sevimli görenler ve kendilerinden emin olanlar Fatihadan doğmuş şu ayeti kerimelerle nasıl yüzleşecekler. Şüphesiz Firavun ailesine de uyarıcı peygamberler geldi. Lakin onlar bütün âyetlerimizi yalanladılar. Biz de onları çok kuvvetli ve kudretli bir yakalayışla yakaladık. Şimdi sizin kâ firleriniz, onlardan hayırlı mı? Yoksa kitaplarda sizin için bir beraet mi var? Yoksa "Biz birbirimize yardım eden bir topluluğuz." mu diyorlar? Her halde o topluluk bozulacak ve geriye dönüp kaçacaklardır. (Kamer 41, 42, 43, 44, 45)
Mekke'nin ve Fatiha'nın çocuğu olmayıp iki annenin hakkını veremeyenler cennet ayaklarından en önemli ikisini yitirmişlerdir. Diğer ayaklara da buradan bağlanıldığını bilmemektedirler. Mekke'yi anne edinemeyen Mekke'nin doğurduklarıyla bağ kuramaz. Fatihayı anne edinemeyen Fatihanın doğurduklarıyla bağ kuramaz. Mü'minler kimin ve neyin çocuğu olduğunu bilmelidir. Annelerinden aldığı maddi ve manevi gıdalarla büyüyemeyenler her türlü hastalığa karşı bağışıklık ve direniş melekelerini kaybetmiştir. Hz. Ali(r.a)'nin buyurduğu gibi; "Dünya arkasını dönmüş gidiyor. Ahiret ise yüzünü dönmüş geliyor. Dikkat edin! Her birinin kendilerine ait çocukları vardır. Siz ahiret çocuğu olun!" Evet bizler Mekke çocuğu, kıble ve kabe çocuğu olmadan, Fatiha çocuğu, Kur'an çocuğu olmadan asla Medine'de islam çocuğu yetiştiren ebeveynler olamayız. Vay o zaman halimize ki hem ana hakkı hem de nesil hakkı boynumuza dolanmıştır.

Hiç yorum yok: