6 Kasım 2007 Salı

fatihadan bir kesit( mevlana ebul kelam azad)

Ondört Asir Sonra Rasulullah'i Anlamak ....


Medine'de Rasulullah'in Hasimlari ve Dostlari


Bize sirat-i Mustakimi göster. Kendilerine nimet verdiklerinin yolu. Dalalet de olanlarin ve kendilerine gazab ettiklerinin yoluna degil."" K.K. 1/6-7


Fatiha suresi Rasulullah'in dostlari ve hasimlarina dair ip uçlari veriyor. Bu ip uçlari üç kelime ile anlasiliyor:


Dostlari: Sirat-i Mustakimi isteyenler


Hasimlari: 1-Dalalette olanlar; 2-Gadaba ugrayanlar


Fatiha suresi Kur'ani mesajin bir õzeti kabul edilir. Hatta Hicr suresinde geçen „Sebul Mesani -tekrarlanan yedi-" ifadesinin Fatiha suresine isaret ettigi kabul edilir. Bu konuda hadis te vardir. Ayeti celilenin manasi sudur: „Andolsun sana ikilerdcn yediyi ve bu büyük Kur'an 'i verdik" K.K. 15/87


Ayrica Fatihanin yirmiye yakin isimleri de onu ip uçlariyla genis seylere degindigini anlatiyor. Azad „Fatiha Tefsiri" adli eserinde söyle yazar. „Bu surenin muhtevasina bir göz atilacak olursa görülecektir ki, Kur'an'in diger ayetleri onun birikim halindeki özünün tefsirinden baska bir sey degildir veya söyle de diyebiliriz: O imanin temel meselelerini özetle ve inceden inceye Kur'an'in tüm bölümlerine yansitmistir."(1)


Rasulullah'in dostlarini ve hasimlarini anlatan bu üç baslik ayni zamanda herbir kesimin inanç yapisini da dile getiriyor. Kur'an'in tanittigi mutlu toplumlara ve saki toplumlara ait tüm ayetleri sözkonusu üç baslik altinda verebilirsiniz. Tefsirlerde her ne kadar „Dallin" ve „Magdub" için hristiyanlar ve yahudiler denmis ise de ifadeler geneldir. Rasulullah'in tüm hasimlarini içine alir. Hatta sunu söyleyebiliriz ki bu ifadeler insanlik tarihini göz önüne getiriyor. Tarih boyunca „Rabbil Alemin'e kul olup O'nu hakla ile sena edenler" ve tarih boyunca O'nun gadabina ugrayanlar. Bunlardan birinci grup Rasullerin yaninda yer almislar. Onlarin mesajina iman etmisler. Onlarla birlikte cihad etmisler. Bunlari sure „Nimetlendirenler" olarak tanitiyor. Baska bir yerde de söyle geçiyor: „Nice peygamberler vardý ki, beraberinde birçok Allah erleri bulunduðu halde savaþtýlar da, bunlar, Allah yolunda baþlarýna gelenlerden dolayý gevþeklik ve zaaf göstermediler, boyun eðmediler. Allah sabredenleri sever. ." K.K. 3/146


Iste nimet budur. Allah'in (c.c.) sevmesi. Bundan daha güzel nimet olabilir mi?


Hasimlara gelince onlar dosdogru yoldan sapitmislar, böylece Allah'in gazabina ugramislar.


„Dall" gizlenmek, sapmak, dogru yolu bulamamak, kayip etmek anlamlarindadir. Iste bu anlamlara gelen bir kelimeden türemis birinci hasimlar. „Gadaba ugramislar" surede baslibasina bir kesim olarak tanimlaniyor. Oysaki sapikligin neticesi, nimeti bilmenin, nankör olmanin neticesidir bu. „Gadab" kizmak, hiddetlenmek anlamlarina gelir. Sözlük anlamlari bile bõyle korkunç iken bir de kavramlasmis hali düsünmek gerekir. Allah (c.c.) dalalette olanlari söyle tanimliyor. „Küfür edip, Allah yolunda alikoyanlar uzak bir sapiklikla saptilar..." K.K. 4/162 ; „ Kim iman ettikten sonra Allah'ý inkâr ederse -kalbi iman ile dolu olduðu halde (inkâra) zorlanan baþka- fakat kim kalbini kâfirliðe açarsa, iþte Allah'ýn gazabý bunlaradýr; onlar için büyük bir azap vardýr. " K.K.16/106


Bu genel ayetlerin yaninda yahudilere ve hristiyanlara direk isaret eden ayetler de vardir. Biz burada ifadeleri genel almayi tercih ediyoruz. Çünkü sure geneldir.


Bakara suresinin hemen basinda bu üç basligin altina tefsir olabilecek ayetleri ard arda görüyoruz. Iste birinci kesim:


1-Sirat-i Mustakimin üzerinde olanlar. Kimlerdir bunlar?


Onlar: Muttakilerdir. (K.K. 2/2) Peki muttakiler kimdir?


"2/3: Onlar gayba inanýrlar, namaz kýlarlar, kendilerine verdiðimiz mallardan Allah yolunda harcarlar. 2/4: Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanýrlar." K.K. 2/3-4


"Ýþte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluþa erenler de ancak onlardýr. " K.K. 2/5


Bir anlamiyla bunlar Mekke çile döneminin semeresidir. Yüce Nebi'yi biraz sonra tanimlayacak güruha karsi savunacak O'nunla beraber olacak ve Rabbaniligin yeni rolünü oynayacaklar. Yaptiklari ahdi son nefese kadar götürecekler. Bu iyilerin tarihsel sünnetidir. Toplumlarda degismeyen, sünnet. insanlar degistirmedikçe degismeyen sünnet. Yeni kurulmus Medine site toplumunun muallimi, mücahidi, askeri, ustasi, iscisi olacak kesim. Onlar siyeri kavramlari ile "Ensar ve Muhacir"dir. Ayette Rasulullah'a (s.a.v.) hitaben "Sana inananlar" diyor. Yani senin risaletine ve bu risaletin tasidigi ahidlere ve ictimai yapisina iman edenler. Ve de bir gün bu hayati degistirip yeni bir hayata baslarken hesap vereceklerine kesin inananlar.


Yakin iman. "Yakin gerçeklesen sey, sabit olan, açikca ortaya cikan ve süphesiz olan." Onlar bu anlamda iman etmislerdi. Ilerde böyle yakin imanin semeresini görecegiz. Bunlar bir avuç insan idi. Bunlar sözleri ve amelleri Kaf daginin tasiyamayacagi kadar çok olan, yasayan Kur'anlardi.


Rasulullah'in yildizlar gibi dedigi topluluk. Bunlar Habil'i, Ashab-i Kehf'i, havarileri temsil ediyorlardi. Bunlara Rasulullah'in (s.a.v.) dostlari diyoruz. Fetih suresinin son ayetinde anlatiliyor. 48/9


2- Rasulullah´in hasimlari da iki tip halinde veriliyor:


Kafirler:2/6: Gerçek þu ki, kâfir olanlarý (azap ile) korkutsan da korkutmasan da onlar için birdir; iman etmezler. 2/7: Allah onlarýn kalplerini ve kulaklarýný mühürlemiþtir. Onlarýn gözlerine de bir çeþit perde gerilmiþtir ve onlar için (dünya ve ahirette) büyük bir azap vardýr. " K.K. 2/6,7


Iste Fatiha suresinde dalalette olanlar olarak nitelendirilen güruh budur. Ta risaletin basindan beri yapilan cagrilara kulak tikamis ve cephe almislar. Nankörlük yapmislar. Rasulullah'a ve dostlarina akil almaz eziyetler, iskenceler ve sürgünler yasatmislar. Rasulullah (s.a.v.) ve dostlari bu ser taifesine karsi Medine site toplumunu savunmak ve ayakta tutmak mücadelesini verme durumunda idiler. Onlar Allah ve Rasulüne karsi hem kültürel, hem fiili savas ilan etmislerdi. Bu ayetlerde (2/21-24) bunu açikça görmek mümkündür.


3 - Rasulullah'in (s.a.v.) hasimlarinin ikincisi de 2/8 'den 19. ayete kadar anlatilan iki yüzlü, sinsi, görünüsü ile iç dünyasi ayni olmayan münafik tiplerdir. Bu güruh diger güruhtan daha detayli anlatiliyor. Onun için Fatihadaki "Gadablanmis" taifeye girmeleri daha büyük bir ihtimaldir. Ayetler onlari dört boyutu ile anlatiyor. Biz de bu güruhu çok iyi tanima durumundayiz. Ümmet, bu bukalemun gibi her araziye göre renk degisitiren ve o ortama ayak uyduran kaypak tipierden çok çekti ve halen de çekmektedir. Sayet tanimazsa nice yillar çekecegi açiktir. Rasulullah'in ve dostlarinin basina bela olan bu tipleri daha detayli her boyutu ile tanimak üzere gelecek makalemize havale ediyorum.


Ancak sunu belirteyim ki aziz okuycular, ilk kutlu dostlar dirilmedikçe, hasim gruplar taninmayacaktir. O halde gelin bunun muhasebesini yapalim. Hasimlari karsimiza alip, onlara savas ilan etmeden, kendi kendimizi karsimiza alip ilk savasimizi kendimizle baslatalim. Muhasebe yapalim. Rasulullah'ln (s.a.v.) dostlari ve bizlerin muhasebesi. Sirat-i Mustakim ve biz. Huda ve biz. Kitap ve biz. Rasul ve biz. Ahiret ve biz. Yirmibesinci ayetle müjdelenen "Iman edip salih amel isleyen ve altindan irmaklar akan cennetlere müjdelenenler" ve biz Ne durumdaydiz? Benzer yönlerimiz var mi? Hangi yönlerimiz farklidir? Erkam'in evi ve bizim evimiz? Akabe, hicret ve biz. Gelin kardesler önce bunu düsünelim. Siyerin Medinesine giris kapisi budur. Ne mutlu giren ve Sirat-i Mustakim'i bulanlara.


Rabbim bizlere de nasip eyle!...


Yalçin Içyer, yorum dergisi, Sayi 6, Ekim 1994


(1)Azad. Fatiha Suresi Tefsiri, Bir yay. No:17 Ter.: Orhan Bekim. s. 42


Hazirlayan: Ekrem Yolcu

Hiç yorum yok: